İddiaya göre Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, avukatları aracılığıyla bu talimatı iletmişti. Ancak Keleş, yaptığı açıklamada suçlamaları reddederek şu ifadeleri kullandı:
“Bana ‘istenen ifadeyi ver, yüklü para öde, tahliye ol’ teklifinde bulundular. Kabul etmedim. Bunun üzerine ‘Aktaş’ı öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla karşılaşacağım söylendi.”
Operasyonun odağında: Selahattin Yılmaz ve iki avukat
Bu iddiaların ardından “suikast planı” soruşturması kapsamında MHP’ye yakınlığıyla bilinen Selahattin Yılmaz ve iki avukat, Cem Duman ile Semra Ilık gözaltına alındı.
Yılmaz ve Ilık tutuklanırken, operasyonda “silahlı örgüt kurmak” suçlaması öne çıkarıldı.
Deliller arasında, Yılmaz’ın telefonunda kayıtlı “Opet Aziz İhsan Aktaş” notu dahi yer aldı.
Bahadır Özgür: “Semra Ilık’ın şirket ağı dikkat çekici”
Bahadır Özgür, operasyonun perde arkasını incelediği yazısında Avukat Semra Ilık’ın şaşırtıcı ticari portföyünü mercek altına aldı:
“Bir avukat ama savunma sanayiinden havacılığa, inşaattan biyoteknolojiye pek çok şirketi bulunuyor. SMR Grup’un sahibi. Aynı zamanda farklı alanlarda faaliyet gösteren çok sayıda firmada da ortaklığı var.”
Özgür’e göre, Ilık’ın sahip olduğu bu şirketlerin bazıları devletle ilişkili sektörlerde faaliyet gösteriyor ve bunların finansal yapısı şeffaflıktan uzak.
Siyasi geçmişi: AKP’ye yakın bir figür
Semra Ilık, 2013 yılında Şanlıurfa’da AKP’den siyasete atıldı.
İktidara yakın birçok sivil toplum kuruluşunun üyesi olan Ilık, aynı zamanda iktidar medyasında sıkça yer alan bir isim.
Bahadır Özgür’ün aktardığına göre:
“Akit TV’de programlar yaptı. CNN Türk ve TV100 yayınlarına sık sık konuk oldu. CV’sinde ‘Yılın Avukatı’, ‘Yılın Kamuoyu Araştırmacısı’ gibi ödüller yer alıyor. Şanlıurfa merkezli medyada onu öven haberler bolca bulunuyor.”
‘Fly Me Air’ şirketi ve KKTC bağlantısı
Özgür’ün yazısında en dikkat çekici ayrıntı, Ilık’ın Fly Me Air adlı helikopter şirketiyle ilgili bölümler.
Fly Me Air’in Antalya, Bodrum ve Muğla’da helikopter-taksi hizmeti verdiği; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) de uçuş başlattığı belirtiliyor.
“Şirketin ilk KKTC seferinde, yolcular arasında KKTC Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı vardı. Ercan Havalimanı’nda bakanları karşılayan kişi ise Semra Ilık’tı.”
Bu detay, Ilık’ın yalnızca ticari değil, siyasi ve diplomatik çevrelerle de yakın temas içinde olduğunu gösteriyor.
Savunma sanayi projeleri: Gerçek mi, vitrin mi?
Ilık’ın kendi sunumlarında yer alan bazı projeler arasında,
-
“173 metre uzunluğunda yüzen askeri hastane”,
-
“otonom mini denizaltılar”,
-
“insansız hava araçları”
gibi yüksek teknolojiye dayalı savunma sistemleri bulunuyor. Ancak Bahadır Özgür, bu projelerin somut bir üretim veya yatırım geçmişine dayanmadığını, daha çok “gösterişli bir vitrin” izlenimi verdiğini vurguluyor.
İlişki ağında kimler var?
Ilık’ın isminin geçtiği medya fotoğraflarında ve etkinliklerde Tahir Sarıkaya ve Cem Küçük gibi iktidara yakın medya figürleriyle yan yana görülmesi dikkat çekiyor.
Bu durum, operasyonun sadece bir adli dosya değil, aynı zamanda iktidar içi medya-siyaset-iş dünyası ilişkilerinin bir yansıması olarak da yorumlanıyor.
Soruşturmanın yönü: Kara para, şantaj, çıkar ağı
Bahadır Özgür’ün yazısında işaret ettiği üzere, soruşturmanın yalnızca bir “suikast planı” iddiasıyla sınırlı kalmayabileceği konuşuluyor.
İddialara göre dosyada, kara para aklama, tehdit ve paravan şirketler üzerinden fon aktarımı gibi suçlamalar da araştırılıyor.
Bu noktada, Semra Ilık’ın sahip olduğu geniş şirket ağının finansal ilişkileri, soruşturmanın en kritik halkası haline gelebilir.
Bahadır Özgür’ün değerlendirmesi
Özgür yazısını şu ifadelerle noktalıyor:
“Bir ‘suikast planı’ iddiası üzerinden yürütülen operasyon, aslında iktidar çevrelerinde yıllardır süren çıkar çatışmalarının yeni bir versiyonu olabilir. Avukat Ilık’ın iş bağlantıları, bu hikâyenin sadece küçük bir parçasını oluşturuyor.”
